DİDEM DAYI&RÜÇHAN ŞAHİNOĞLU SERGİLERİNE DAİR…

DAVETIYEorj

Didem Dayı 1973 yılında İstanbul’da doğdu. Halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nde öğretim üyesi olan Dayı yurtiçi ve yurtdışında çeşitli karma sanat ve tasarım etkinliklerine katıldı.

Dayı’nın, kadınlar için ürünler satan hobi dükkanlarından, kadın dünyasının hazır ikonlarından, kulağımıza sıklıkla çalınan replik ve sözlerden oluşturduğu işleri grafik öğeler barındırıyor.

Sergi, ironik bir bakışla cinsiyet kimliğinin inşaasına yönelik görsel ve sözel kültür ürünlerini yanyana getiriyor ve tüm bunların altında gizlenen “kadınlık” ve “erkeklik durumunun altını çiziyor. Gündelik olanın altında yatanın asla masum olmadığı düşüncesi ile bu inşa sürecinin ipuçlarını görünür kılmaya çalışan işler bir anlamda kara mizah örneği sayılabilir.

Yeniden üretimin ve gündelik olanın üzerinden yapılan seçim ve biraraya getirmenin politik bir tavır sergilediğini vurgulayan Dayı, Türkiyedeki cinsiyet kimliği inşaasını görünür kılmayı amaçlıyor.

Didem Dayı’nın kişisel sergisi “Dünyanın en mutlu kadını”, 17 Mayıs – 17 Haziran 2016 tarihleri arasında İzmir, Galeri A’da izlenebilecek.

RÜÇHAN ŞAHİNOĞLU&DİDEM DAYI SERGİLERİNE DAİR…

DAVETIYEorj

Rüçhan Şahinoğlu 1970 yılında İstanbul’da doğdu. İlk kişisel sergisini 1995 yılında açtı, yurtiçinde ve yurtdışında çok sayıda karma sergiye katıldı. “Gönderen: Rüçhan Şahinoğlu” ve “Sanatçı Kartpostalları” gibi projeleriyle kartpostalı bir sanat formatı olarak kullanan ilginç çalışmalarıyla dikkat çekti, ayrıca ‘posta sanatı’ akımının Türkiye’deki ilk temsilcileri arasında yer aldı.  Halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Şahinoğlu, 1998 Türkiye İş Bankası Sanat Büyük Ödülü ve 1995 Tekel Resim Yarışması Ödülü sahibidir.

Şahinoğlu Galeri A’da sunulacak 12. kişisel resim sergisinde, yapıtlarının temel izleği olan iletişimsizlik, yalnızlık ve yabancılaşma kavramlarını kentsel ortama taşıyor. Resimlerinde bu kez ıssız sokaklar, ruhsuz bina cepheleri, gerilimli elektrik trafoları ama en çok da kendi halinde duran sokak lambaları var. Sanatçının son dönem resimlerinin temel ikonografik unsuru olan bu sokak lambaları, kentin hızlı, gürültülü, hırslı akışının adeta sessiz birer tanığına dönüşüyor.

1996 yılından bu yana Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli kentlerinden İstanbul’daki kendi adresine kent manzarası kartpostalları gönderen Rüçhan Şahinoğlu, yıllara yayılan bu uzun soluklu performansın temelindeki içsel yalnızlığı ve varoluş oyununu yeni sergisinde resimlerle ifade ediyor. Çektiği yüzlerce kent fotoğrafını harmanlayarak özgün kent görünümleri elde eden sanatçı, artık herhangi bir yer olmayan, yalnızca zihinsel kurguların ürünü olan kent imgelerine dönüşen yeni manzaralar oluşturuyor. Bu yersiz, aidiyetsiz kent görünümlerinde bir yandan kentleşme ve modernleşme sürecinde insan ruhunun yalnızlaşmasının derin soyut izlerini ve atmosferini, öte yandan sanal ortamların soğuk yüzeyselliğini bulmak mümkün. Kentte yaşamın ve varoluşun değişen anlamları ve biçimleri, Şahinoğlu’nun manzaralarının önemli bir boyutunu oluşturuyor.

Rüçhan Şahinoğlu’nun resimleri,  emek yoğun bir süreçte gerçekleşen ama fotoğrafik görüntüyü temel alan resimler olarak, bir yandan da fotoğrafın yoğun varlığıyla çevrili dünyamızda görsel olanın hala haz verip veremeyeceğini izleyiciye meditatif bir görsel deneyim sunarak sorguluyor. Sergi 18 Haziran’a kadar Galeri A’da görülebilir.

NURSEL ÖNEN “Simülakr Bedenler Ve Yüzler” Resim Ve Heykel Sergisi

nursel sergi afs

“SİMÜLAKR BEDENLER VE YÜZLER”
NURSEL ÖNEN RESİM VE HEYKEL SERGİSİ
27 NİSAN-18 MAYIS 2016 GALERİ A
“Ruh meydana getirir, şekil verir… Onun Tanrılık tarafı bir yana bırakılırsa, bedensiz hiçbir varlık var olmadığı gibi, hiçbiri de bir renkten mahrum olamaz. İşte bundan dolayı meydana getirmek, şekil vermek ruhun işidir. Bedene gelince o, meydana getirilen, şekil alandır” (Platon)
Bir çeşit simüle etmek belki de; gerçek olmayan bir şeyi gerçekmiş gibi sunmak ya da göstermek, bedenleri ve yüzleri… Yani bir gerçeklik olarak algılanmak istenen görünüm olan “Simülakr”.
Toplum önce onu hazzın merkezine yerleştirdi, daha sonra post-modernizmle parçalara ayırdı ve simülakr bedenler ve yüzler oluşturdu, sanki gerçekmiş gibi ardında saklı ruhu görmeden…
“Simülakr Bedenler ve Yüzler” resim ve heykel sergisi; toplumsal kimliği bedenler ve yüzler aracılığıyla gösteren, her şeye karşı renklerle savaşan aktif bir görünüm. Akşam olduğunda bir parça pamuk ve tonikle yüzünden çıkarılan maskenin endüstriyel güzelliği. Bunu bazen bir resmin renkleri ardına gizlenmiş haliyle, bazen de bir heykelin arkasındaki diğer yüzünde görmek mümkün. Aslında sadece müdahale edilmiş, yaşamdaki görünen yüzü…
Nursel Önen

Sanatçı Nursel Önen’in “Simülakr Bedenler ve Yüzler” adlı sergisinde farklı boyutlarda akrilik ve karışık teknik resimler yer alacak. Bunun yanında, farklı ebatlarda seramik heykeller, metal heykeller ve rölyef de yer alıyor. Çalışmalarında figüratif anlatıma ağırlık veren sanatçı, bunu form ve renk kullanımları ile devam ettiriyor.
Sergi, 27 Nisan-18 Mayıs 2016 tarihleri arasında Galeri A’da izlenebilir.

BUKET ASLANTEPE “OYUN İÇİNDE OYUN” 9 NİSAN’A DEK GALERİ A’DA

Bir resim ne vakit “kendine has” bir resim olur? Başka resimlerden zorlanmadan ayrıldığı vakit elbette…

Buket’in resimlerinde bu var. Hem konularıyla hem üslubuyla… Bunu yapmak her iki bakımdan da cesaret ister, Buket bu cesarete sahip. Kendisi de giriyor -zaman zaman resimlerine resmin sanatçısı, konusu, kimi zaman da modeli olarak.

Resimler (daha çok desenler) kimi zaman bir otoportre oluyor. Buket’in resimlerinin perspektifi gerçek anlamda farklı… Başka bir açıdan bakıyor ve öyle yapıyor resimlerini. Buket resimlerinde “komik” anları koyuyor insanın önüne. Hayatı, kadınları, erkekleri, çocukları, başka bir açıdan gösteriyor bize. Komik ama gülüp gülmemek izleyiciye kalıyor. İrkilebilirsiniz de resimler bakarken. Bir anda insanın aynada kendini, tahayyül ettiğinden çok farklı görüvermesinde olduğu gibi…

Buket bir ayna tutuyor. Gördüğümüz çok hoşumuza da gidebilir, işimize gelmeyebilir de. Kesin olan Buket’in resimlerinin çok açık olduğu.

Yanlış anlaşılacak bir şey yok.

Her şey ortada…

Mehmet Ulusel    24 Şubat 2016 Nişantaşı

midi_DSC6015 w elma w kitap okuyan w kürklü kadın w