E P I C F U T U R E
Epic Future (Destansı / Şiirsel Gelecek) başlıklı bu sergi EKREM KAHRAMAN‘nın 8-10 yılı
kapsayan son dönem çalışmalarından 3 farklı tarzda birkaç büyük / küçük boyutlu
çalışmasının birlikte sunulduğu bir“ÖN SUNUM” sergisi…
Sergi, Türk Tarih Kurumunun kurucu üyelerinden olan ve “Kazanlı Yusuf Akçura” olarak da tanınan
Yusuf Akçura‘nın ünlü “tarih tezi” Üç Tarzı Siyaset‘ten ilhamlakurgulanıyor.
Dünyanın önde gelen Fütürist’lerinin Gelecek öngörülerine göre dünyamız / insanlık yeniden ve
yepyeni bir tarihsel sürece / çağa evriliyor. Bir yandan büyük bir siyasi, ekonomik, toplumsal, insani, ahlaki, kültürel vb. çöküş öngörüleri yükselirken bir yandan da tarih boyunca hep olageldiği gibi bir tür çağımızın en önemli çağdaş gelecek olanaklarının liste başına konulmaya çalışılan bilimsel teknolojik buluş olarak
Yapay Zeka tartışmalarının yükseltildiği yeni bir çağa doğru ilerliyoruz.
Bir bakıma halen büyük bir kargaşa /kaos içerisinden geçiyor olduğumuz günümüz dünyasının
insani ve toplumsal düzeninin de başlangıcı sayılabilecek Sanayi Devrimi ile gelişerek ilerleyen
tarihsel sürecin Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrasında hiç de olağan görünmeyen yeni tip
bir dünya savaşları döneminde adım adım ilerlemekteyiz. Rusya – Ukrayna Savaşı, Ortadoğu’da,
Suriye’de, Gazze’de, Lübnan’da vd. füzelerle, dronlarla, suikastlar, bölünmeler, siyasi alt üst oluşlar,
iktidar değişiklikleri vb. yeni savaş taktikleri ve araçlarla sürdürülen büyük katliamlar
salt insanlıktan, toplumdan, sanattan, bilimden, kültürden uzak sanat alanların da yaşanan
dönüşümlerden kopuk şeyler olarak algılanabilir mi?
Ünlü Alman felsefeci Friedrich Engels (1820 – 1895) “Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Temeli”
(İş Bankası Yayınları) başlıklı eserinde döneminin Amerikalı öncü antropologu Lewis H. Morgan’ın yabanıllık-barbarlık-uygarlık ayrımları üzerine öne sürdüğü tezleri ile Karl Marx’ın elyazmalarından
yola çıkarak insanlığın kabile toplumundan çekirdek aileye, soy düzeninden devlete uzanan gelişimini
materyalist bir tarih kavrayışıyla ilerleyerek yeni bir iddiada bulunmuştu.
Engels’e göre, Sanayi Devrimi‘nden önce İnsan gerçek anlamda insan değildi. İnsanın “insanlaşması” süreci esas olarak Sanayi Devrimi ile birlikte yeni bir “İnsanileşme” sürecine evirilmişti.
Aynı zamanda ülkemizin dikkat çekici bir düşünürü ve entelektüeli de olan
Ekrem Kahraman‘a göre: insanın insanlaşma / uygarlaşma süreci günümüzde de hem “bir adım ileriye
iki adım geriye” hem de “bir adım geriye iki adım ileriye doğru” koşarak ve hızla ilerlemeye devam ediyor.
Tarihsel Fütürist ressam / sanatçılar “hız” kavramını resimlemeye çalışmışlardı. Bir sanatçı olarak
Kahraman günümüz sanatçılarının halen hem o “hız”ın metaforlarına kapılmış durumunda olduklarını,
hem de bu büyük kültürel “hız” azgınlığı yıkıntıları arasında “el yordamıyla” gezinerek ilermeye ve
o aşırı abartılmış piyasa dürtüleriyle çalıştıklarını düşündüğünü açıklamaktan çekinmiyor.
Sanatçı, günümüzde tıpkı bireysel toplumsal, siyasi, ekonomik, bilimsel, kültürel, ahlaki, vb.
alanlarda olduğu gibi sanatta da BÜTÜN DÜNYADA BİRDEN AYNI ANDA büyük bir ALTÜST olma
hali yaşandığını düşünüyor. Kültür bilimcilerinin büyük bir safdillikle kalıcı olması gerektiğini
düşündükleri ya da bizlerin de -belki içten içte- öyle olmasını umduğumuz / sandığımız hiçbir şeyin
artık eskisi gibi olmayacağını artık çok çok yakınımızda ve derinden hissedebiliyoruz.
Çünkü yeni yepyeni bir tarihsel yeni çağa / döneme evrilmiş durumdayız.
Muhtemel ki: kesinlikle tarihsel bir çağdan yepyeni bir tarihsel çağa geçiyoruz. Bu yeni çağın sanat,
kültür, tarih, ahlak vb. bütün konularda birden “zıvanadan çıkmış” gibi görünen her türden insani
ve toplumsal olanın yeniden yeniden kendi tarihsel rotasına döneceği, yeni çağın yeni sanatını
kültürünü yaşama formatlarını ortaya koyacağı yepyeni bir döneme evrilecek olmasıdır.
Ekrem Kahraman, bütün dünyanın ve insanlığın büyük bir kafa karışıklığına, ahlaki kaosa, kültürel yozlaşmayla birlikte derin bir umutsuzluğa /çaresizliğe kapıldığı günümüz dünyasının kargaşasında
hem bir sanatçı hem de GELECEK öngörüleri oldukça yüksek felsefi bir bilince sahip
entelektüel bir kimlik olarak sanıldığının aksine insanlığın yalnızca artık apaçık görünen ve
kabul gören “BÜYÜK BİR ÇÖKÜŞ” ten çok bir yandan da bütün insanlık tarihi boyunca
toplumsal kültürel olarak hep olağan bir biçimde olageldiği gibi yepyeni ve büyük bir
“EPIC FUTURE”a doğru evirildiğimizi öne sürüyor.
Fakat Kahraman bir yandan da tıpkı tarih boyunca hep yaşandığı gibi
içinden geçiliyor olan hiçbir tarihsel sürecin bu süreçte yaşayan insanlar / toplumlar tarafından
yeterince ve tam olarak anlaşılamadığı gibi bu yeni çağsal sürecin de günümüz entelektüelleri,
gelecek öngörücüleri tarafından henüz bütün boyutları ve gerçekliğiyle birlikte
yeterince anlaşılmamış olduğunu iddia ediyor.
Sanatçıya göre: bu süreç yalnızca hayatın siyasetin ekonominin teknolojinin değer yargılarının değil
aynı zamanda gerçek bilimin sanatın felsefenin ve kültürel bir varlık olan insan eyleminin
en belirleyici özelliği sanıldığının aksine salt paraya “piyasa”ya evrilerek teslim olması ve
böylece zamanla kullanışlı bir enstrümana dönüşmesi değil kadim yaratıcı
yeni kültürel edimlere geri dönüşüyle sonuçlanacaktır.
İnsan da sanat da kültür de toplum da tarih de bilim de siyaset de bu yeni çağın /
dönemin özünü arayacak keşfedecek gelecekte olacak olan yeniyi YENİ HAKİKATİ,
asıl DEĞERLİ’yi, bu çağa ait olanın hakikatini mutlaka yeni formlarla, içerik ve kavramlarla
iddia etmeye devam edecektir. Zaten sanat da bilim de kültür de bu büyük insanlık arayışlarının
en insani en kadim çağdaş edimleri ve belirtileri değil de nedir ki?
EPIC FUTURE başlıklı bu sergide sanatçının uzunca bir süredir sürdürdüğü bilindik
“KARŞILIKSIZ ÜTOPYA”, “HATIRLAMA VE SÖYLEME ZAMANLARI”, “YERYÜZÜ DUALARI” vd. çizgisinin en tipik resmi sayılabilecek “YERYÜZÜ AYETLERİ” (200X200 cm.) ile bu çizginin
henüz sergilenmemiş yeni dizisi “ONLAR GERÇEKTİ BUNLAR HAKİKAT!” resimlerinden
(160X195 cm. boyutlarında yeni bir resminin başı çektiği bir kaç tuvalin yanı sıra,
insanlık tarihinde önemli bir sıçrama olarak gördüğü Mezopotamya Mitolojisi‘nden hareketle
üretmiş olduğu “MEZOPOTAMYA SÖYLEMLERİ” dizisinden bir resmi (200X200 cm.) ile
tarihte Antik Yunan Mitolojisindeki ilk Sanat Tanrısı Apollon ile Şarap Tanrısı olarak görülen
Dionysos birleşiği olarak beliren yeni ve ilk ERKEN ÇAĞDAŞ SANATÇI tipolojisi olarak
öne sürdüğü ve Rönesans resminde de çokça tekrarlanan mitolojik kahraman “İKARUS” dizisi
resimlerinden triptik (120X240 cm.) kağıt üzeri çalışması yer alıyor…