Sergi: Postpartum

Kaptan’ın son çalışmaları „anne“ kavramına odaklanıyor. Tasarlanmış, ancak henüz gerçekleştirilmemiş  SÜT başlıklı yerleştirme ve İzmir’de A Galeri‘de sunulan Paspartum başlıklı özgün baskı dizisi bu kavramı sanatçının özel yaşamı üstünden incelemeye ve irdelemeye açıyor.

Postpartum başlıklı siyah-beyaz baskı tekniğiyle üretilmiş çalışma, sanatçının kendi deyimiyle “annelik buhranı” üstüne soyut bir süreci sunuyor. İlk bakışta minimal geometrik şekiller olarak görünen imgeler, aslında çikolata, kurabiye, oda parfümü ve antidepresan ilaçların ambalajları ve karton kutuları… Burada yine özel yaşamın küçük ama olamazsa olmaz ayrıntılarında işlev taşıyan ve Neo-kapitalizmin ürünü olan nesneler ile bir hesaplaşma süreci inceleniyor.

Cemile Kaptan İlişkisel Estetik üretimin sunduğu olanakları bu performatif işlerinde ince ayrıntıları epistemolojik ve ontolojik bir düşünsel temel üstüne yerleştirerek kullanıyor. Postmodernizm ve sonrasında gelişen sanat üretim türleri kadın sanatçıların müttefiki oldu; her ne kadar statükoyu değiştirmek kolay olmadıysa da. Cemile Kaptan’ın bu kendi bedeni ve ruhununun biyolojik ve psikolojik özelliklerini çekinmeden açıklayarak kurguladığı yapıtlar toplumun muhafazakarlığının, gerçekleri gizleme eğilimlerinin katı kurallarını dürtüyor.   Her sınıftan kadınların yaşadığı ama her zaman gizli kalması beklenen bu deneyimleri açıklayarak, kullanma tarihi geçmiş meta-anlatılara meydan okuyor. Bu yapıtlar izleyiciye olumsuz bakışını dönüştürmek için görsel şiirsel görüntüler sunuyor. Ülkemizde kadınların sorunları hiçbir zaman tam anlamıyla çözülmedi. Ancak geleneksel kadın nitelikleri olarak adlandırılan paylaşım, iletişim, esneklik ve iş birliği yapma arzusu giderek daha önemli hale geliyor ve bunların ülkelerimizde meydana gelen temel değişimlere büyük katkıları oluyor. Cemile Kaptan bu işleriyle bu olumlu sürece katkı sunuyor.

                                                                                                                                                        Beral Madra, Ekim 2023

POSTPARTUM

Daha insan olmaya dair sorunları, sorguları ve eksiklikleri hazmedememiş bir toplumda,              

–büyük harflerle– ANNELİK buhranından bahsetmeye yelteniyorum.

Öyle ki, anne olmanın yükünü sorgulamak, konuşmak değil, hissetmek  bile ayıp.

Özellikle bizimki gibi bir geçiş neslinde, kendi gördüğü ebeveynlikle yeni binyılda göstermesi

beklenen ebeveynlik arasında sıkışan, her şeye yetişmeye çalışıp BİREY kalmaya inat eden

kadın-insan için annelik, dünyaya getirdiği yeni insanla birlikte  bir kimlik bunalımı, bir öz-kaybı

doğurabiliyor.

Bunu, hiç değilse konuşmaya yelteniyorum.

Çünkü evet, “ … ışığın olduğu yerde gölge de vardır.”

Derdimi estetik bir dile dökmek adına, eve, belki kadına dair, domestik nesnelerle, hatta

bizzat depresyonu temsil eden antidepresan ilaçların ambalajlarıyla bir oyuna girerek, dört

duvar arasındaki bir karanlığı, monokrom monoprintlerle minimal bir alfabeye çeviriyorum.

Kalıplar, önce soyut bir dile dönüşüyor; sonra bir yerde belki Kâbe’yi ya da bir toplu konutu

çağrıştırarak bir araya geliyor; domestik bir bunalımı totemleştiriyor.

Patolojik bir nesneden çıkarak, toplum yaşamını, üst üste alt alta sıkışmış bir yığın kadını anıyor.

Bu anlamda, serginin bir depresyon anıtı inşa etmesine yelteniyorum.

                                                                                                                                                    Cemile Kaptan, Ekim 2023

CEMİLE KAPTAN

Lisans ve lisans üstü eğitimlerini Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde tamamlayan Cemile Kaptan, daha sonra İtalya Floransa’da resim restorasyonu eğitimi almıştır.

Öğrenciliğinden itibaren; seramik, resim, gravür, desen, fotoğraf, yerleştirme ve videolarında melankoli, aidiyet, kayıp, yas, özlem konularına mahrem bir gerçeklikle eğilirken, an’a odaklanan minimal bir görsel dil seçmiştir.

Eserleri 1999’dan bu yana yurtiçi ve yurtdışında pek çok karma sergide sergilenen Cemile Kaptan’ın, Kum ve Diğer Renkler ve Dehliz adlı iki kişisel sergisi bulunmaktadır.

Sanatçı üretimini İstanbul’da sürdürmekte ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.